Planlarınızı ne olur ne olmaz diye kış etmeyin, direk yangından mal kaçırır mış gibi davranın çünkü her sene sezon finali yapan doğal afetler yakamızı bırakmayacak gibi.


Bizler sanki iyiyiz de iyi bir şey yok diye serzenişte bulunuyoruz. İçimizde ne kadar yokmuş gibi davransak bile büyük bir sömürme içgüdüsü yatıyor. Bu o kadar sinsi ki kendi yakınlarınızı ve hatta çocuklarınızı kendi zevklerinize göre tekrar yaratıyorsunuz onlara normal bir insanın gerekliliklerini değil, sizlerin bu zamana kadar kendi deneyimlerinizi onlara giydirmeye çalışıyorsunuz.

Sonra iyilik için ağlıyorsunuz doğal sürece her zaman burnunu sokan insanlar kendi ektiklerini (aslında ekemediğimiz eksikliklerimizi) biçmeye mecburdurlar.


Fikirlerimizi halihazırdaki toplumsal kültür ile harmanlayıp insanları birer aç gözlü materyalist bir ayna yapıyoruz. Kimsenin fikrinin önemi yok çünkü benim fikrim herkesi fethetmeli sonra neden iyi bir şey yok, iyiliği biz yayıyor muyuz ki karşılığında iyilik alalım bu erozyonun büyük bir toprağıyız ağaçları kesmekle meşgulüz çünkü böylelikle toprak daha çok yıkım getirir.


Bu yıkım aslında yapının kendisini oluşturacaktır. Bizler kötüyü tadarak iyiliğe hasret kalacağız onu arıyacağız şimdi düşündüğümüz gibi bu iğrenç dönemlerin hepsi birer geri dönüşüm hizmetidir düşünüp kendimizden başlayarak değişmemiz gerekir bu fiziksellikten çok bilinç yoluyla gerçekleşmelidir.


Ön yargımızı yıkmak güzel bir inşanın başlangıcı için gerekli ve yeterli olan tek eylemdir.

Yoksa, güzel marşlar besteleyip ölümü meşru kılan savaşlar ile ilkel çağlara dönmeyi hedef ediniriz.


İmza :