Hayat yolculuğum hepiniz gibi küçük bir hastahane odasında başladı. Tepe taklak ve ağlatılarak.

Merak ederim hep acaba o anları hatırlasam neler hissederdim? Hatırlasam hayatımda bir farklılık olur muydu?

Dünya ile tanıştığım bu ilk dakikalardan da anlaşılacağı gibi zor bir yolculuk, zorlu bir hayat yolu beni bekliyordu.

Ve aslında doktor ’un benim  popoma hafif vurarak ağlatması alacağım havanın bile bir çaba ve uğraş sonrasında bana verileceğinin bir göstergesiydi. İşte o zaman anlamıştım; hiçbir uğraş olmadan doğal gibi görünen nefes almak için bile çalışmam gerektiğini ve hayatımın annemin karnındaki kadar kolay olmayacağını.

Öğrendiğim çoğu şeyde hep bir çaba vardı aslında. Bebekken, emeklemek ve yürüyebilmek için kaç kez düşüp tekrar kalktım. Tabi şu an bunu hatırlamam mümkün değil ama etrafımdaki bebekleri gözlemliyorum kaç kez düşüp kaç kez tekrar tekrar denediklerini ve  başarana kadar vazgeçmediklerini.

Herkesin bu çabalarla dolu yaraları vardır, tıpkı benim gibi..

Yaralarımın çoğu kabuk bağladı, çoğu belki hala kanıyor ve acıyor. Çoğunun izi ben buradayım derken, çoğunun izi bile kalmamış, hatırlamıyorum.

Peki yara almak yaşamın doğal bir parçası mı? Yara almadan, acı çekmeden büyüyemiyor muyuz?

 Sanırım evet. Düşünsene yara almadan nasıl hissedebilirdim ki diz kapağımın varlığını; düştüğüm zaman dizimdeki kan ve acı sayesinde orada olduğunu. Her yaram değil belki ama bazı yaralarım sanki beni daha güçlü halime getirmek için başıma geliyor gibi. Tabi bazı yaralarım da tamamen dik başlılığım ve kendi başıma açtığım hatalar. Bunlar da bana her baktığımda yara izimde aynı yerden yara almamamı, hep aynı yerden aynı zararı görmemem gerektiğini öğretiyor belki de. Bu yaralar da artık benim bir parçam haline geldi zamanla. Onlara baktığımda hayat mücadelemi, nelerle savaştığımı, hangi sıkıntıları atlattığımı bana gösteren değerli izlerim olarak hayatıma benimle birlikte devam ediyorlar. Hala kapanmamış yaralarım da var biliyorum, onlarda bir gün gururla taşıdığım diğer izlerim gibi ışıldayacak ve benim hayat yolumda yol göstericim olacaklar.

İzlerimden utanmamayı, onları gururla taşımayı onlarla barışmayı öğreniyorum. Çünkü onlar benim neler atlattığımın en büyük şahidi ve sadece bana özel ve benim hayat yolumdaki ustalığımı gösteren mareşal unvanlarım gibiler. Ben onları gururla taşımaya ve yeni yara izlerimin benimle buluşmasına izin veriyorum..