İkili ilişkilerin güvenilir, mutlu ve uzun yıllar sürmesinin sırrı; birbirinin farklılıklarına saygı gösterebilmek, birlikte eğlenebilmek, zor zamanlarda bir olabilmek, her ne olursa olsun yanında durabilmek, güven duyabilmek ve verebilmek, yargılamadan dinleyip anlamaya çalışmak, anlaşıla bilmek, özgür alan tanıyabilmek, sevmek ve sevdiğini hissettirebilmek, olduğu gibi kabul edip,  birlikte geçirilecek güzel günlere odaklanarak değiştirmeye veya başka insana dönüştürmeye çalışmadan ilgi ile sevgisini, kısacası birbirini beslemekle mümkün olur.

Aslında ne kadar çok zorluk varmış gibi bir sürü madde sıralandı. Fakat bu «karşında» olarak düşündüğün partnerine verdiğin değer, aslında kendine verdiğin değeri gösteriyor. Bu verdiğin değer sen verdikçe karşılığında daha fazlasını alacağın duygular kendiliğinden seni kucaklıyor olacak. Bunun mutluluğu seni sararken birlikte olduğun kişiye yansıyacak, yine o mutlu olduğu için sana da mutluluk yansıtacak. ve bu mutluluk senden tekrar ona akarak çoğalacak, kendiliğinden zorlamadan… Bir de bakmışsın bu böyle birbirini büyütüp, besleyen duygu alışverişleri, paha biçilemez bir değere ve siz farkına varmadan sizi hayalinizdeki mükemmel çifte dönüştürmüş!

Bazen de illa «Kusursuz İlişkiyi» ararız. Bulunca en çok, daha çok mutlu olacağımızı düşünürüz. Peki ya siz hayatınızda nasıl bir ilişki istediğinizi biliyor musunuz? Veya ilişkilerinizi seçiyor musunuz? Bu kendiliğinden olan senin yüreğini anlayan, sana şarkılar söyleten, seninle zıtlık değil uyum içinde olan ve seni sen olduğun için seven biri değil midir istediğimiz aslında.

Dünyada her biri mükemmel yaratılmış milyarlarca kadın ve erkek var. Fakat bunlardan sadece biri sizin için eşsiz ve sizin diğer yarınız olmak için yaratılmış. Fakat bu kişinin tam anlamıyla sizin gibi olması gerekir mi mükemmel kusursuz ilişki için! Farklılıklar da aslında birbirinin ihtiyaçlarını karşılayabilir; tıpkı anahtar ve kilit gibi…Birinizin kötü zamanında Kilit’e anahtar olabilmek ve diğer yarınına iyi gelebilmek değil midir ilişkiyi kusursuz ve mükemmel yapan?

 İlişkiler aslında başlı başına birer sanat eseri gibidirler. İki kişinin yarattığı iki ayrı düşüncenin, bir olup tek bir düşünce olarak ustalaşmasını izlemektir. Bunu yaparken diğer tarafın alanına geçmeden kendi alanımızda onu geliştirerek. Fakat aynı zamanda karşı tarafında beslenmesini ve kendi beslenmemizi de sağlayarak.

Bir çift olmaya karar verdiysek; seçtiğimiz kişiye sonsuz sevgimizi sunmak, birbirimize iyi gelecek şeyleri beklentisizce yapmaktır. Her öpüş, her dokunuşta karşımızdakinden bir şey beklemeden. Sadece sevdiğimizi hissettirmek ve onun da bizim kadar sevdiğini hissetmek için çabalamalıyız. Cinsellikten öte bir doyumdur bu. Uyumlu bir çift olduysanız eğer, doyulmaz bir dansa dönüşür ilişkiniz zamanla. Bu dans sizi bulutlara ulaştırabilir kimi zaman. Olağanüstü güzel romantik bir şey olacaktır zamanla, paha biçilemez eşsizlikte.

(Kimileri için ise; «Sadece» bu duyguları yaşamak için bunca fedakarlığa değer mi? sorusunu sorar. Ve bu duyguları yaşamayı istemez öteler.)

«Bu konu hakkında ufakta olsa yorumlarınızı yazarsanız konunun devamını sizden aldığım ilhamla devam etmek isterim.


Bu yazımı yazarken aklıma gelen film «La La Land"'i izlemediyseniz özellikle izlemenizi tavsiye ederim.

«La La Land» Aşıklar Şehri filmi konusu; yolları kesişen iki insanın hikayesini anlatıyor. Hayatlarında yön bulmaya çalışan iki tutkulu insan Sebastian ve Mia’nın yolları, Los Angeles’ta trafiğin sıkışık olduğu bir gün kesişir. Her ikisi de sanat tutkunu olan bu iki insan, hayallerini gerçekleştirme yolunda düşe kalka ilerlemektedir.

Sebastian gelenekseksel jazzın kolonlardan yükseldiği bir kulüp açma hayalinde, Mia ise kafesinde çalıştığı film platosunda kendine uygun tüm oyunculuk seçmelerine katılarak bir rol kapma telaşındadır. Bu iki insanın kalpleri birbiri için atmaya başladığında ortaya çıkan manzarayı hayat şartları bozacak, onları yavaş yavaş hayallerinden uzaklaştırmaya başlayacaktır.

Oscar ödüllü Whiplash’in yazarı Damien Chazelle’in yazıp yönettiği bu romantik müzikal, modern zamana adanmış bir Hollywood masalı.