Realitede insanın mensup olduğu üç doğa vardır ilki hepimizi içinde barındırdığı beton doğası, bizi soyutlayan kültürel çevrenin yazılı olmayan kanunları ile mümkün mertebe laboratuvar faresi yaşamıdır.
İkincisi bizleriz yani bizim doğuştan içimizde barındırdığımız ego yani insanın bencillik doğasıdır.
Üçüncüsü ise insanın kendi benliğindeki kilidi açılmamış bilinçtir.
Bu bilincin açılmama nedeni beton doğanın bizleri zihin ve duygusal olarak kısırlaştırmasından kaynaklıdır.
Yani insan ilk doğa ise onun önünde iki yol vardır.
İlki teknoloji bağımlılığı ile yozlaşan ve dinin kötü manipülasyonunu ve onu sorgulamayan kitleleri medyanın her türlü sosyal mühendislik etkileri ile insan duygusunu manipülasyona maruz bırakmak, akabinde bitmeyen heveslerle (sınırsız istekler) oyalamak.
Yani insan ilk doğa ise onun önünde iki yol vardır.
İlki teknoloji bağımlılığı ile yozlaşan ve dinin kötü manipülasyonunu ve onu sorgulamayan kitleleri medyanın her türlü sosyal mühendislik etkileri ile insan duygusunu manipülasyona maruz bırakmak, akabinde bitmeyen heveslerle (sınırsız istekler) oyalamak.
Realite içerisindeki her şey atomdan meydana gelir ve dahası ise atomları oluşturan şeyin tamamı enerjidir, bir insanı yada diğer canlı cansız bütün her şeyi enerjinin titreşimi meydana getiriyor ise insanın düşünsel enerjisi tüm realiteye tesir edebilmektedir, bu yüzdendir ki medya bilinçsiz insanları oyalamak ister, onlara aşıladıkları çöp bilinç ile gerek siyasi gerek dini ve hatta kapitalist bağlamda kendi tutsağı yapar.
Cebine para bile koyulmayan bu adamlar artık bir partinin partizanı, radikal örgütlerin canlı bombacısıydı. Kişi artık kendi için yaşayamaz çünkü fikir olarak zehirlenmişti.
Toparlamak gerekirse hayvan ve bitkiye nasıl davranmasını aşılayan temel doğa insanı da erdemli düzeyine getirecektir.