Büyük bir depresyonun eşiğinde iken yaşadığı ruhani aydınlanma ile  “Var Olmanın Gücü”, “Şimdinin Gücü” kitaplarının yazarı Echart Tolle, Hindistan'da geçirdiği kısa zaman diliminde mutluluğun anahtarının geleceği çok fazla düşünmeden anda kalabilmekte olduğunu fark etti.

Çoğu zaman düşünmeme halinin ne demek olduğunu unutuyoruz. Düşünmemek; aklımıza gelen düşünceleri yok saymak, bastırmak, görmezden gelmek değil! Aksine düşünceler geldiğinde farkında olmak ve açık bir zihinle seyirci gibi düşüncelerin geliş ve gidişine müdahale etmeden izleyebilmek serbest bırakmaktır: Dış bir gözle müdahale etmeden, yargılamadan, tanı koymadan bakabilmek. Aslında bir nevi nefes aldığımızı sanıp ”alıyormuş” gibi yapmak gibi!  Düşüncelerimizin içinde takılı kalmadan, zihnimizden geçip gitmesine izin vererek anda kalıp endişeleri azaltabiliriz.

Düşüncelere takılı kalmadan, kendi farkındalığını öğrendikçe düşüncelerimiz gökyüzündeki bulutların geçişini izlemek gibi gelip geçmesine izin vererek bizleri mutsuzluktan ve kaygıdan uzaklaştırabilir. Sürekli “Yarın ne olacak? Şöyle olursa nasıl olur? Olmazsa ne olur?” ile gelinen, endişeli, kaygılı, kimi zaman öfkeli, kimi zaman neşeli ruh halimizi sakin bir bakış açısına çekmeliyiz ki kalıcı bir mutluluk olsun. Sen de bunu hayatına almak istersen, yaşamla kalpten bağ kurmanın yollarını yaşamıma nasıl davet ederim? Sorusunu kendine sıkça sormalısın.